
Haber önüme geldi. “Üniversiteli anne molada doğurdu ve bebeğini çöp kutusuna attı.” Haberin özü bu. Şimdi “Vicdansız anneden, üniversiteliye yakışmayan doğuma” kadar bir sürü yorum yapılarak bu haber verilecek. Haber önüme geldiğinden beri sadece O 22 yaşındaki kızın çaresizliğini ve yalnızlığını düşünüyorum. Bu nasıl yalnızlıktır. Bu nasıl bir ıstıraptır. Ölümü göze alacak kadar, canından canı ölüme gönderecek kadar çaresiz kalmak. Empati yapmayı deniyorum olmuyor. Kimbilir o doğuma kadar neler yaşamıştır. Hayatın ince cizgilerinde nasıl dolaşmıştır. Bu yaşta bu büyük hesaplaşma hiç adil değil. Bu sonuç ta adil değil. Deniyorki gayri meşru ilişki bebeği. Meşrusu ne ki bunun. Her gün manşetleri süsleyen , ekranları kaplayan “yapay döllenmeyle hamile kaldı” “ babasız doğuracak” güzellemeleri yaptıklarınızınki mi meşru. O meşrulaştırılan hayat, bu kız cocuğuna niye bu kadar acımasız. Anne, baba, çevre, sevdiği adam hepsi molada bırakınca ne yapacaktı? Kimseye çaktırmadan o cocuğu doğurmak kolay mıdır? İçteki o acıyı düşünün. Dışarı atmak istediği cocuk değil acı. İçindeki yalnızlığı, çeresizliği dışarı çıkarmak istemek ama dışarı çıkması gereken canı içerde tutmaya çalışmak. Bu bedel hiç adil değil. Şimdi ne olacak? Okul hayatı nasıl devam edecek? O aile ne yapacak? O kız ne yapacak? O kız yitip gitmesin istiyorum. Biliyorum çok şey istiyorum...