Pazartesi Fenerbahçe
maçına yetişmeye çalışıyorum. Metrobüsten inip taksiye bindim. Kolumda Fenerbahçe
bandını gören taksici sordu. Fenerbahçeli misin abi? “her daim.hamdolsun”
dedim. Derin bir ahhh çekti. “hayırdır” dedim.
-Ben de Fenerbahçeli idim
-Fenerbahçeli birinin
“idim” demesi olmaz.Fenerbahçeli olursun ve hayat hep Fenerbahçe olur.senin
imanda sakatlık varmış “idim” dediğine göre
-Yok be abi bildiğin
gibi değil. Boş ver
-Merak ettim. Sen niye
soğudun Fenerbahçe’den
-Başka kim soğumuş
abi
-Yüreği soğuyanlar.Neyse
sen desene ne oldu. 3 temmuz falan mı?
-Yok be abi. 3
temmuzla alakası yok.Bizimkisi kader be abi?
-Nasıl bir kader ki
bu Fenerbahçe’den alıkoyar?
-Abi ne iş yapıyorsun
-Gazeteciyim
-Yazarsın sen bunu. Gazeteciymişsin.
-Bak şimdi. Sen anlat
yazma dersen. Yazmam.
-Abi gözümü açtım
Fenerbahçe vardı.Her maça gidiyorduk. Okuldan kaçıp gidiyorduk. Bira şişeleri
satıp maç parası yapıyorduk. O derece yani. Maç günü hayat dururdu. Küçük de
bir arkadaş grubumuz vardı. Kanımız sarı lacivert akıyordu. Taki o güne kadar
-Abi yazacak mısın.
-yahu. Sen bir
anlatsana. Sen istemezsen niye yazayım.
-Ne diyordum abi. O gün
Fenerbahçe Galatasaray maçı vardı. Toplandık paraları denkleştirdik. Mabede
doğru bırak gitmeyi uçuyorduk. Genciz o zaman daha .
-Hala gençsin. Kaç yaşındasın
ki?
-27. Ama sen onu 40
say abi.7 yılda 40 oldum. O derece yani?
-Maç günü diyordun
-Evet abi. Mabedin oraya
vardık. Keyfimiz yerinde. Yeneriz de bu cinconları nasılsa diye keyfimiz gıcır.Dolanıyoruz
stadın oralarda. Bir ara karşıdan Galatasaraylı bir grupla karşılaştık. Aramızdan
hemen dalalım diyenler oldu. İtiraz ettim.Ne dalıcaz saha da koyarız nasılsa
diye karşı çıktım. Arıza çıktı çıkacak. Onlar da yaklaşıyor ve ellerinde
sopalar döner bıçakları. Baktık iş ciddi biz de taç maş kaptık yerden. Zulaları çıkardık. Artık
arızadan kaçış yok. Madem arıza var tamir ederiz. O zaman kafa böyle işliyor
işte. O sırada karşılıklı küfürleşmeler başladı. Bir anda ortalık karıştı. Allah
yarattı demeden daldık birbirimize. Bir ara bizim gruptan arkadaş düştü yere
kafasından kan akıyordu. Gözüm döndü abi. Üstüme üç kişi geliyordu artık
yapacak bir şey de yoktu.
Sesi titredi.yutkundu.
ve sessizlik
-Kötü olmuş. Bu
kavgadan sonra bıraktın yani bu işleri
-Yok be abi ilk kez
kavga etmiyorduk ki. Kavga ile kalsa iyi. Üstüme üç kişi geliyordu. Ellerinde döner
bıçağı sopa, biz de boş değiliz. Kaçmaya çalıştım. Onlar da koşmaya başladı.
Bir anda oldu her şey. Marketin oradan aldığım piknik tüpünü savurduğumu
hatırlıyorum sadece. Birisi yere düştü. Kafasından kan boşalıyordu. Hepimiz donduk
kaldık. Araya girenler falan derken ambulans geldi. Ben oradan kaçtım. Bir iki
gün sonra polis geldi. Aldı beni. Mahkeme falan derken hapse girdim.
-O çocuk ne oldu. Piknik
tüpüyle vurduğun
-Felç oldu abi. O
sırada üniversiteye gidiyordu. Şimdi yemeğini bile yiyemiyor. O derece yani. Hayat
işte be abi. Bize böyle bir oyun oynadı.
-Ondan sonra mı
bıraktın Fenerbahçe’yi
-tövbe ettim. Bir daha
ne televizyonda ne gazetede maça bile bakmadım. Zor oldu be abi. Odam bile sarı
lacivertti. Şimdi kapkaranlık. Deştin yine yaramı. Hayat işte abi. Ne yapacaksın.
Her hafta iki üç gün ziyarete gidiyorum.
-Kimi ziyarete?
- O çocuğu ziyaret
ediyorum. Gezmeye çıkarıyorum. Yemesine yardım ediyorum. Hapisten çıktıktan
sonra 4 yıldır hiç aksatmadım. Ailesi de artık beni bir evladı gibi görüyor.
İster miydim böyle olmasını. Ben vurmasaydım o beni bıçaklayacaktı. Onun hayatı
da mahvoldu benim ki de. Böyle işte abi.
Boğazıma kocaman bir
yumru geldi oturdu. Yutkunabildim sadece. Artık eve de yaklaşmıştım. “ bak bunu
yazayım ben. Söz ne ad. Ne de semt vericem. Ama bu öykü sadece sana kalmasın. İbret olsun hepimize.
-Yaz gitsin be abi. Yaz.