19 Eylül 2013 Perşembe

bir maç bir kavga ve yıkılan iki hayat




Pazartesi Fenerbahçe maçına yetişmeye çalışıyorum. Metrobüsten inip taksiye bindim. Kolumda Fenerbahçe bandını gören taksici sordu. Fenerbahçeli misin abi? “her daim.hamdolsun” dedim. Derin bir ahhh çekti. “hayırdır” dedim.
-Ben de Fenerbahçeli idim
-Fenerbahçeli birinin “idim” demesi olmaz.Fenerbahçeli olursun ve hayat hep Fenerbahçe olur.senin imanda sakatlık varmış “idim” dediğine göre
-Yok be abi bildiğin gibi değil. Boş ver
-Merak ettim. Sen niye soğudun Fenerbahçe’den
-Başka kim soğumuş abi
-Yüreği soğuyanlar.Neyse sen desene ne oldu. 3 temmuz falan mı?
-Yok be abi. 3 temmuzla alakası yok.Bizimkisi kader be abi?
-Nasıl bir kader ki bu Fenerbahçe’den alıkoyar?
-Abi ne iş yapıyorsun
-Gazeteciyim
-Yazarsın sen bunu. Gazeteciymişsin.
-Bak şimdi. Sen anlat yazma dersen. Yazmam.
-Abi gözümü açtım Fenerbahçe vardı.Her maça gidiyorduk. Okuldan kaçıp gidiyorduk. Bira şişeleri satıp maç parası yapıyorduk. O derece yani. Maç günü hayat dururdu. Küçük de bir arkadaş grubumuz vardı. Kanımız sarı lacivert akıyordu. Taki o güne kadar
-Abi yazacak mısın.
-yahu. Sen bir anlatsana. Sen istemezsen niye yazayım.
-Ne diyordum abi. O gün Fenerbahçe Galatasaray maçı vardı. Toplandık paraları denkleştirdik. Mabede doğru bırak gitmeyi uçuyorduk. Genciz o zaman daha .
-Hala gençsin. Kaç yaşındasın ki?
-27. Ama sen onu 40 say abi.7 yılda 40 oldum. O derece yani?
-Maç günü diyordun
-Evet abi. Mabedin oraya vardık. Keyfimiz yerinde. Yeneriz de bu cinconları nasılsa diye keyfimiz gıcır.Dolanıyoruz stadın oralarda. Bir ara karşıdan Galatasaraylı bir grupla karşılaştık. Aramızdan hemen dalalım diyenler oldu. İtiraz ettim.Ne dalıcaz saha da koyarız nasılsa diye karşı çıktım. Arıza çıktı çıkacak. Onlar da yaklaşıyor ve ellerinde sopalar döner bıçakları. Baktık iş ciddi biz de taç maş kaptık yerden. Zulaları çıkardık. Artık arızadan kaçış yok. Madem arıza var tamir ederiz. O zaman kafa böyle işliyor işte. O sırada karşılıklı küfürleşmeler başladı. Bir anda ortalık karıştı. Allah yarattı demeden daldık birbirimize. Bir ara bizim gruptan arkadaş düştü yere kafasından kan akıyordu. Gözüm döndü abi. Üstüme üç kişi geliyordu artık yapacak bir şey de yoktu.
Sesi titredi.yutkundu. ve sessizlik
-Kötü olmuş. Bu kavgadan sonra bıraktın yani bu işleri
-Yok be abi ilk kez kavga etmiyorduk ki. Kavga ile kalsa iyi. Üstüme üç kişi geliyordu. Ellerinde döner bıçağı sopa, biz de boş değiliz. Kaçmaya çalıştım. Onlar da koşmaya başladı. Bir anda oldu her şey. Marketin oradan aldığım piknik tüpünü savurduğumu hatırlıyorum sadece. Birisi yere düştü. Kafasından kan boşalıyordu. Hepimiz donduk kaldık. Araya girenler falan derken ambulans geldi. Ben oradan kaçtım. Bir iki gün sonra polis geldi. Aldı beni. Mahkeme falan derken hapse girdim.
-O çocuk ne oldu. Piknik tüpüyle vurduğun
-Felç oldu abi. O sırada üniversiteye gidiyordu. Şimdi yemeğini bile yiyemiyor. O derece yani. Hayat işte be abi. Bize böyle bir oyun oynadı.
-Ondan sonra mı bıraktın Fenerbahçe’yi
-tövbe ettim. Bir daha ne televizyonda ne gazetede maça bile bakmadım. Zor oldu be abi. Odam bile sarı lacivertti. Şimdi kapkaranlık. Deştin yine yaramı. Hayat işte abi. Ne yapacaksın. Her hafta iki üç gün ziyarete gidiyorum.
-Kimi ziyarete?
- O çocuğu ziyaret ediyorum. Gezmeye çıkarıyorum. Yemesine yardım ediyorum. Hapisten çıktıktan sonra 4 yıldır hiç aksatmadım. Ailesi de artık beni bir evladı gibi görüyor. İster miydim böyle olmasını. Ben vurmasaydım o beni bıçaklayacaktı. Onun hayatı da mahvoldu benim ki de. Böyle işte abi.
Boğazıma kocaman bir yumru geldi oturdu. Yutkunabildim sadece. Artık eve de yaklaşmıştım. “ bak bunu yazayım ben. Söz ne ad. Ne de semt vericem. Ama bu öykü sadece sana kalmasın. İbret olsun hepimize.

-Yaz gitsin be abi. Yaz. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder