10 Eylül 2009 Perşembe

7 kadın

Bir film olsa gözyaşları sel olur sinema salonlarında. Bir roman olsa, okuyanın gözyaşları ıslatır kitap sayfalarını. Ama bu yaşandı.Yedi kadın bir panelvanda boğularak hayatını kaybetti. Şu sel mevzusunda yatacak yeri yok ahkam kesenlerin. Nerden baksan tutarsızlık, nerden baksan ahmakça. O ayrı. Am ben O 7 kadını düşünüyorum. Modern çağın köleleri gibi dolduruldukları panelvandaki hayallerini, ölüme gidişlerini. İçim burkuluyor. İçlerinden biri 19 yaşında. Modelistlik stajı yapıyormuş. Hani derler ya hayatın baharında, tam da o çağlar. Şimdi ne hayal kaldı, ne de bahar. Ne uğruna ölüme gönderildi o 7 kadın. Daha fazla kazanmak. Sonu mu var ki bu kazanmanın. Kazanan, kazanana. Denetleyen yok, takip eden yok. Kazanacak ki. Daha lüks araba alacak. Kazanacak ki görmezden gelecek. o 7 kadın ölecek ki, onlar yaşasın. Topluca bir körleşme yaşanıyor. İşte bu körlükte yitti gitti o 7 kadın.

3 yorum:

  1. Yitip gittiler evet, ama daha fazla kazanmak uğruna değil. Tamamen bir hiç uğruna. Tüketim toplumu kasten oluşturuluyor evet; ama emin olun tekstil işçilerinin tek derdi daha lüks arabalar almak veya daha iyi şartlarda yaşamak olmuyor. Sadece var olmak, sadece ayakta kalabilmek onların dertleri. Geçim kavgasında ailelerine yardımcı olmak, hayat mücadelesinde rollerini alabilmek için çalışmak zorundalar. Özellikle de kadınlar. İtilip kakılmamak, sömürülmemek, acı çekmemek için çalışmak zorundalar. Hepimiz böylesi bir düzende ayakta kalmak için çalışmak zorundayız. Sizler, bizler veya başkaları.
    Plazalardan içeri baktığınızda oradaki çalışanların amacının daha lüks arabalar olmak olduğunu düşünebilirsiniz, ama sokağa bakarsanız insanların sadece karınlarını doyurmak ve hayatta kalmak peşinde olduğunu görmeniz de zor olmaz.
    Tüketim toplumuna serzenişinizi anlamak mümkün ve birilerinin ihmali yüzünden ölüp giden bu kadınların hikayesi aynen dediğiniz gibi yürek parçalayıcı, dehşet verici. Ama çalışmak, var olmak, kendi geleceklerini yaratmak zorundaydılar. Hayat mücadelesinde öldü o 7 kadın. Hayat mücadelesinde yitip gidiyor daha nice kadın. “Lüks araba” peşinde kesinlikle değil.

    YanıtlaSil
  2. yazı da kastedilen ölenlerin lüks yaşam tutkusu değildir. onları ölüme götürenlerin lüks yaşam tutkusudur. şirketin patronu sanki mesaj verir gibi mahkemeye son model arabasıyla geldi. bu yazı yazıldığında o araba görülmemişti. o 7 kadın için en son bile söylenmeyecek şeydir lüks tutkusu. hayat mücadlesi bu kadar adaletsiz bu kadar gaddarca olmamalı

    YanıtlaSil
  3. "Şimdi ne hayal kaldı, ne de bahar. Ne uğruna. Daha fazla kazanmak." ifadesi ne yazık ki çok açık olmamıştı ve yanlış anlaşılıyordu. Patronların derdi elbette kazanmak olacak. Ne var ki insan hayatını hiçe saymaları mide bulandırıyor. Hayat mücadelesi olmak zorunda, çünkü hayat her daim çok gaddar ve çok adaletsiz ve acı ki itiraf edemesek de eleştirdiğimiz bu düzenin parçalarıyız hepimiz. Değiştirmek için ne yapabiliyoruz? Hangimiz neyi başarıyor?
    Hiçbir halta tepki göstermeyen bir millet olarak o kadınlara da üzülür, üzüldüğümüzle kalırız. Orada da biter, unutulur, gider.
    Unutturmayan bir "medya"nın var edilebilmesi gerek en çok. Dilerim hepiniz üzerinize düşeni yaparsınız.
    Dilerim hepimiz üzerimize düşeni yaparız.
    Kolaylıklar diliyorum.

    YanıtlaSil