“Tribün
çocukları... Orda başka türlü akar hayat. Tribünde hayat ritmik ve
sloganisttir. Serttir iklimi. Sevgi selidir ama önünde ne varsa götürür
rakibe doğru. Med-cezirdir. Her ‘med’de sevgi her ‘cezir’de öfke. Nefretin,
öfkenin,sevginik doruk noktasıdır
tribün . Raconu nettir. Mertliğe selam çakılır. Her şeye karşın duruşu vardır.
O duruş rakip stadın da tribünlerinde olsa saygı duyulur. Tribün
çocukları taraftardır. Stat çocukları holigandır. Tribün çocuklarının
rekabetinde mertlik, stat çocuklarının rekabetinde pusu vardır. Tribün
çocuklarının varlığı/rekabetidir aslında futbol denen temaşayı güzelleştiren”
eski bir yazımda
tribünleri böyle anlatmıştım.Fenerbahçe’de paradoksal ve neotürkiye ikliminin
lodos etkisiyle şimdi tribün çocuklarının yerine stad çocuklarının sesi çıkıyor.Ve
aslında onlar avutulmuş çocuklar.o yüzden sahayı sadece skor penceresinden
görüyorlar.
skora göre
ertelenmiş öfkenin ya da skora göre ortaya çıkarılan öfkenin ötesine bakmak
lazım.futbolun hali malum ve bu halde
futbol bozkırında yeşeren umutlar var fenerbahçe’de. Görmek için bakış
açısını değiştirmek gerek.ya da algı zehirlenmesinin tek panzehiri olan vicdanı
hakim kılmak gerekiyor.
bursa maçındaki
umutlar sahanın çimenlerinden de yeşildi.salih’in yaşından hızlı büyüyen
futbolu,beykan’ın “gençlik ateşi golü” yedekten dörtnala sahaya uzanacakmış
gibi duran recep tabi ki bu yeşeren umutların filizidir ama benim kastetdiğim
kolektif futbol ve kolektif bilinç.aykut kocaman’dan hayata ve sahaya akıp
giden kolektif futbol ve kolektif bilinç.Bunun tezahürü için fenerbahçe’nin
kupa maçları ampirik bir laboratuvar gibi.as oyuncularla takviye edilen
kadronun ortaya koyduğu paylaşım,arkadaşlık ve kadirşinaslık resmi bu.dünya yıldızı meireles'den samandıra tesislerindeki çaycıya uzanan bir resim. hani bursa maçında nazim olsaydı abidin’e derdi.”mutluluğun resmi baroni’nin beykan’ı omuzlara
aldığı bu andır.abidin “ fonda hababam pankartı ile bütünleşen anlam kazanan o
an.hababam ruhu.tribünlerdeki lakabı gamsızdır,baroni’nin ki o baroni gamdan öte nasıl bir kocaman
yüreğe sahip olduğunu beykan’ı omuzlara alarak gösterdi.ne gam.görmek isteyen
için.
kolektif futbol
saha dışından başlar.sonra sahaya doğru akar.bu süreçtir.o süreç başladı ve
emekliyor henüz.yürümeye başladığında ise ne avutulmuş çocuklar ne de avutan
güçler durabilir önünde.yeter ki itaatsiz tribün çocukları avutulan stad
çocukları kadar sesini ve yüreğini ortaya koysun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder