14 Şubat 2012 Salı

Burası Silivri İtaatsizler Kampı



“kurbanın olayım siyasi pankartları çekme”
“bu davanın ne şikeyle ne de burayla ilgisi var”

“biz üşürsek Ayetullah Bey ölür”

“cemaat fenerle başa çıkamaz”

3 temmuz’da futbola yapılan darbeden beri kırmızı beyaz türkiye’de sarı lacivert bir tarih yazılıyor.topuk yaylasından başlayan bir uzun yürüyüştü bu. bugün  Silivri durağı vardı.kuşluk vakti başladı silivri deplasman kampı hazırlıkları.konvoy oldular ki “konvoy” filmine selam çaktılar.
hedefe varıldığında yeni türkiye’yi en iyi anlatan en yeni yerleşim yeri vardı.bir tarafta özgürlükleri henüz ellerinden alınmayanların binaları, diğer yanda özgürlükleri rehin alınanların tel örgülü binaları. Hava kurşun gibiydi.hani bıçak gibi soğuk  derler ya aynen öyleydi. Kimse üşümüyordu.14 şubat fenerbahçe günü olmuş ve tutkunun sıcaklığı herkesi ısıtıyordu.
duruşma salonunun tel örgülerle çevrili alanın önü saraçoğluydu sanki.itaatsizler susmuyordu.hiç uyumamışlardı, ne gam.3 temmuzdan beri fenerli olan herkesin tek bir hastalığı var.” İnsomnia”.bütünüyle bu insomnia hastalığı ayakta tutuyor. unutulmuyor,unutturulmuyor. İnsomnialı itaatsizler yine bir aradaydı.
7’ler uzun yol diye gelememişti ama 77’e kadar herkes ordaydı. itatsizlerin başında bulunan 70’lik bir büyüğe  soruyorum “neden buradasın” “aç kalırım,açık kalırım,ama Fenerbahçesiz kalamam.ben düşerim Fenerbahçe’yi düşürmem” .
dolanıyorum itaatsizlerin arasında kendimi hiç olmadığı kadar güvende hissediyorum.tanıyan çıkıyor arada.”twitterdan takipteyiz abi,var mı ihtiyacın” diyorlar.bazıları gelip sarılıyor.biliyorum ki zor günlerde haksızlığa hukuksuzluğa zülme ve zalime karşı durmanın sarılışı bu.sıcacık.
itaatsizler meydan okuyor hem soğuğa hem zalimliğe. soyunuyorlar silivri ayazında, öyle haykırıyorlar, “haklıyız kazanacağız”. 'giyinin çocuklar üşüteceksiniz'. "abi cehennem donar Fenerbahçe donmaz" diyorlar . bir başkası "biz üşürsek ayetullah bey ölür". sırtımdaki kalın urba utanıyor, onlara bunları çektirenler utanmıyor.
gazeteciler tedirgin, çünkü hiç olmadığı kadar tezahüratlar sert.arbede de çıkıyor.” Yapmayın.bu arkadaşların suçu yok ki.onlar da benim gibi gazeteci" diyorum. tek tek sayıyorlar temmuzdan bu yana atılan manşetleri,yapılan programları. İnsomnialı itaatsizleri unutmuyor.neyse ki arbede de uzun sürmüyor.
önümden geçen iki tane foto muhabiri konuşuyor.fotoğraf çeken arkadaşına “abi ne olur siyasi pankartları çekme. Başımız belaya girmesin” diyor.kaldırım tribününde ise bu sefer hedefin adı konuyor. “cemaat fenerle başa çıkamaz”. tezahuratlar yükseliyor aynı şekilde.çok sert ve çok net.belli ki tayyip erdoğan’ın lefter’in cenazesine gelmesi hedefi daraltmış.belki de ilk kez fethullah gülen cemaati açıkca eleştirilerin bu kadar net hedefi oluyor. aziz yıldırım içeride kaldıkça 3 temmuz darbesinin bütün yükü cemaate kalacak.eğitim ve hayır dışında sessiz sinema oyuncusu olan  fethullah gülen cemaati 3 temmuzdan sonra darbeyi fütursuzca sahiplenmesinin tezahürünü tezahüratlarda yaşıyor. O meşum günler belleklerde hala dipdiri ve hala canlı. Kimse artık susmuyor. korku perdesi yırtılıyor,gerçeklerin er meydanı kaldırım tribünlerinde.
Biri bağırıyor ama sesi nerdeyse yok.” Biraz dinlen diyorum.”dudaklarını zar zor okuyarak anlayabiliyorum söylediğini,” biz susarsak, fenerbahçe ölür”.  gözlerim doluyor.sesim düğümleniyor.kaldırım tribünü “fenerbahce düşmanlarını yenecegiz, silivri’yi cehenneme çevireceğiz, haklıyız kazanacağız"diyor.3 temmuzdan beri itaatsizler tarihlerinde hiç olmadığı kadar siyasi duruyorlar.yine de arada tribün çocukları damardan volümü yükseltiyor ”tutuklu değiliz, tutkuluyuz” .
silivri itaatsiz kampının bütün güvenliğini asker sağlıyor.fena halde özenli davranıyorlar.incitmemek için aşırı bir hassasiyet var.yolun kapanmasında bile rica minnet açıyorlar.belli ki onlar içinde bu dava şike davası değil, tutkuların esir alınması.bir rütbeli asker açıklıyor aslında durumu,”bu davanın şikeyle de ilgisi yok burayla da”.
meşaleler yanıyor cezaevi sisler ardında kalıyor.şimdi yer lacivert gök sarı.hareketleniyor kalabalık. ali koç görünüyor.”daha yeni başlıyor”la kaldırım tribüne en yakın isim olan ali koç, zor yürüyor izdihamdan.kısa ve net konuşuyor. “siz varsanız bizde varız “.herkes var...zalimler hariç.
ateşim 40’larda dayanmaya çalışıyorum. sadece 7’nin  olmadığı 77’ye kadar herkesin olduğu tarihi anlardan kopmak istemiyorum.ama ayakta duracak halim yok.
Tarihi bir gündü tabi ki.müstehzi ifadeleri yutun. 105 yıllık kulüp tarihinde olmuş mu böyle bir şey. YOK. hukuk tarihimizde mahkemeleri tribüne çevirmiş bir örnek var mı YOK. Spor tarihinde böyle bir süreç yaşanmış mı YOK.herkes susarken,korkarken,paranın koltukların arkasına saklanırken bir camia onur, şeref,hak,adalet,tutku diye en yüksek volümden bağırıyorsa bu tarihtir. tarihi vakanüvisler değil halk yazar.yazıyor da.
Kaldırım tiribünü beni çekiyor ama ateş de beni toprağa çekiyor.daha fazla dayanamayıp kaldırım tribünündeki itaatsizlerden ayrılıyorum.geriye dönüp cezaevine bakıyorum.boğazım düğüm düğüm.ahmet-nedim çıkacak yine yazacak diyebiliyorum.

2 yorum:

  1. sizin gibi cesur gazeteciler ve Aziz Baskan gibi cesur yürekler oldugu sürece bu cemaat ülkeyi ele geciremez. Aziz baskan isyanin sembolü oldu. Bu savasi kazanacagiz.

    YanıtlaSil
  2. Güzel günler..güneşli günler göreceğiz cocuklar...

    YanıtlaSil