7 Nisan 2009 Salı

Hrant Dink’in katli ve samimiyet sorunu

Kaç gündür. Düşünüyorum. Yazmalı mıyım diye. Fena halde huzursuzum. Hrant Dink’in katledilmesinin ardından yapılan anma törenlerinde bu huzursuzluğum daha da arttı. 24’ün yayına Hrant Dink’in cenazesiyle başladığını ve ‘Türkiye evladını uğurluyor’ bakış açısıyla meşrebini, duruşunu ortaya koyduğunu ve bir yıl boyunca alçak cinayetin peşini bırakmayışını da parantez açayım. Beni huzursuz edenleri sıralayayım şimdi. Anma töreninde Rakel Dink konuşurken yapılan büyük terbiyesizliği görmezden gelemem. Ateş düştüğü yeri yakar. O ateşin en kor haliyle ciğerini dağladığı Hrant’ın eşi Rakel Dink konuşurken sloganların atılması ve arbede yaşanması nedir Allah aşkına. Bu ne biçim yabancılaşmadır. Her durumdan propaganda çıkarmak anlayışı değildir de nedir. Ölümün üstünden ideolojik rant sağlama sığlığıdır bu. Peki bunun zemini var mıdır. İşte içimi daraltan da budur. O zemin sağlanmıştır. Rakel Dink’in konuşmasını kağıttan okuması da bir garip değil mi. Sanki bir ritüelin parçası gibi. Oysa yaşanan her şey içten ve olduğu gibi söylenmeli. Yaşanan neyse o dilden sese dönüşmeli. Yazı olunca işe biraz daha hesap, kitap karışıyor. Acılı bir eşin duyguları yerine ince detaylar, hesaplar, kitaplar, mesaj kaygısı devreye girmiyor mu? Bu da tüm Türkiye’nin empati yapmasını engelliyor. Hrant’ın cenazesinde de anma töreninde de olanlara baktım. Bir de Hrant yargılanırken olanlara. Arada ne çok fark. Orada birkaç kişi şimdi yüzlerce kişi. Sanki biraz demokratlık ilüzyonu yaşanıyor. Hrant’ı bayrak yapıp durumdan vazife çıkarma anlayışı da demek mümkün ya da hiç kıvırmanın anlamı yok aklımdan geçen şudur. Samimiyet sorunu var. Hissettiğim bu. İki delik ayakkabı ve iki yitik can. Metin Göktepe de öldürüldüğünde ayakkabısının altı delikti. Oysa o zamanlar çalıştığı gazete para saçıyordu. Metin öldürülünce bu delik ayakkabının hesaplaşması ve yüzleşmesi yapılmadı. Metin bayrak yapıldı onu delik ayakkabıya mahkum eden zihniyet sorgulanmadı. Hrant’ın da ayakkabısı delikti. O idealleri uğruna ölüme gitti. Parayı, rantı değil idealleri uğruna savaşmayı tercih etti. O delik ayakkabıyla gezerken şimdi onu bayrak yapanlar memleket nimetlerinden daha fazla kapma yarışı yapıyordu. Hrant’a bir şeye ihtiyacın var mı diye sormuyorlardı. Cinayet devletin ayıbıdır, delik ayakkabı da şimdi safları sıklaştırmaya çalışan bazılarının.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder