8 Nisan 2009 Çarşamba

Mahallenin şık abileri ve tiki kardeşler paradoksu

Üzerinize afiyet şu mahalle işine taktım bu aralar. Mahalle kavramının yitirilmesi bende ölüm sessizliği yaratır. Mahalle ölürse bir kuşağın da mezartaşları dikilmiş olur. Hatta ‘bu ülke’nin genleriyle oynanmış olur.Yahu tamam. Afilli cümleler, anaforlar, metaforlar yaratmanın alemi yok aslında. Ben mahalleyi kutsayanlardanım. Kuzine isinden sonra paçamıza mahalle çamuru da bulaştığını açıkladım ya artık bakalım ne olacak. (Olsun gözüm olsun. Ne olacaksa olsun) Demem odur ki mahalle kavramına fena halde ihtiyacımız var. Tamam İstanbul kavgamın şehri değil neoliberal dalganın şehri oldu ondan böyle mahalle edebiyatı yapıyorum. Kesinlikle. Ama şu alışveriş merkezlerinin durumuna bakınca içimden başka şey gelmiyor. Aynı bölge içinde Akmerkez, Kanyon, Metrocity, İstinyepark ve Cevahir Alışveriş Merkezleri var, maşallah hepsi de istif istif vatandaş dolu. Her mahallede kallavi alışveriş merkezleri yapılıyor. Sosyolojik olarak da bir dönüşüm yaşanıyor. Mahallenin şık abileri birer birer kayboluyor, tiki kardeş sayısı artıyor. Belki de güzel abilerimizden Arif Erkin’in ‘Çocuklar tavuk yiyor ama tavuk görmeyen bir nesil yetişiyor’ dediği için ben böyle Emrahvari içlendim. Ya da gidecek mahallem kalmadığı için alışveriş merkezlerine sığınmamdandır. Kimbilir!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder