8 Nisan 2009 Çarşamba

yazamadım... yazamadım

Perşembe günü bu köşede ‘Mustafa Hoş’un yazısını özel nedenleri dolayısıyla yayınlayamıyoruz’ yazısı çıktı. ‘Akıl tutulması’ deyin, ‘Bir atımlık barutu varmış bitti’ deyin. Ne yapsam olmadı. Yazamadım. 10 kaplan gücünde olan karizmam eridi, gitti. Çaresiz Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Mustafa Cesur’u aradım, ‘Ben yazamıyorum. Ne yapalım’ diye. ‘Yazman lazım abi. Belli günlerin var. Doğru olmaz’ dedi. Ama bende tık yok. Mecburen ‘özel nedenler’ özrüyle bu işi kapattı. Yazmak için neler yaptım bir bilseniz. Hadi bilin;

BKM mutfağına sızdım, onu yazayım dedim. Ne yazsam hak ediyorlardı. Usta Yılmaz Erdoğan yanımda, çıraklar karşımda. Gel keyfim gel de gece sonunda hesap almadılar. Necati Akpınar’ı aradı gözlerim. Bi işaret alsam cüzdanı atacam ortaya ama ne gezer. Yazsam şimdi bir sürü abi gibi ‘Ye iç, yan gel yat, yaz’ olacak , yazının dibi görünmedi.

PES’te aldığım art arda yenilgiler, dumur yaratmış olabilir mi? Dingilin biri Barcelona ile 4-4-2 takdiğimi çözüp tarumar etti koca Chelsea’yi. PES’tilim çıktı. Drogba ile Shevchenko’yu maymun ettim. Yahu Malouda ve Ballack nasıl çaresiz kaldı. Bunu yazsam olmaz. Ulan şu incir çekirdeğini doldurmayan şeylerle köşe dolduranlar ne yetenekli diye kıskançlık krizi geçirip klavyeyi dağıttım.

Yeni yıl hediyemiz Ebruli Türkiye’yi yazayım dedim ama Mustafa Karaalioğlu kalem oynatacak bişi bırakmadı. ‘Ebru Gündeş varken Ebruli Türkiye’de ne oluyor celebrity düşmanı asosyal beceriksiz’ diyen de çıkınca bende mecal kalmadı.

Tamer Karadağlı ile Deniz Uğur, öz ve hakiki olarak amipleşen Dobra Dobra’da çıktı karşıma. Yaşanan bir ilişkinin nekahet dönemi bu kadar mı uluorta sergilenir. Şu Tamer Karadağlı’ya niye kıl olduğumu yazayım dedim. Ulan bir de adam rüyama girip Robert de Niro taklidi yaparsa güzelim uyku gider diye vazgeçtim.

Mustafa Mutlu yılbaşı tacizinden de AKP çıkarınca şapkadan tavşan da çıkarır mı acaba sorusu beynimi yedi. Durduk yerde Mustafa ile dalaşmak işime gelmedi, severim çünkü. Olmadık bi yerden bişi söyler ben de ona veriririm ayarı haadii tebdili-i kıyafet kardeşin durumuna düşmek var, süratle uzaklaştım bu mecradan da...

Yeni yıl ya ‘sosyal bir olaya gireyim’, İlhan Mimaroğlu’nun ‘sigara yasağı faşizmi’ne daldım. Uçakta yasak diye adam Türkiye’ye gelmiyor. Baktım diyecek lafım yok. Kaç kere bırakma yemini ettiğim sigara elimde, kendimden tiksindim bu yazıda kaldı.

Yazı bulucam ya her şeye saldırmaya başladım, vakit daralıyor bende umut yok. Televizyona sarıldım. Bu sefer sabah acayipliklerine daldım. Lerzan Mutlu, herkes mutlu mu diye merak ettim. Baktıkça ne kadar Seda Sayan’a benzediğini fark ettim. Seda Sayan imitasyonu olmuş, jest mimik aynı. Aslı varken imitasyonu ne olacak. Sonra da ‘buradan da ekmek çıkmaz al birini vur ötekine’ dedim, kapattım.

Kasmaya devam ediyorum üç boyutlu sinema keyfi yapmaya kalkıştım bari oradan nevale çıkaralım. Beowulf’e gittim. Tamam film üç boyut ama alt yazı tek boyut. Tam Türk kafası paraya kıyılıp alt yazı üç boyutlu yapılmamış. Göz yoruldu, bünye tükendi. Bir ara dalmışım gözü açtım. Angelina Jolie ile dudak dudağayım. Tam kafayı uzattım lanet üç boyut gözlüğü düştü, Angelina flue, ben madara. Gel de yaz. En sonunda bizim Cengiz Er’den yardım istedim. ‘Yazamıyorum Cengiz’ dedim. Yanıt geldi: ‘Yazma abi. Yazınca ne oluyor ki. Ne yazıyordun sen.’ Anladım ki yolum yol değil. Ben bende değilim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder